Tarihe Nobel ödülü alan ilk Türk bilim adamı olarak geçen Aziz Sancar'ı arkadaşı ve meslektaşı Mehmet Öztürk anlattı.
İnsan bütün canlı türlerinin arasında en akıllı olan varlık. En hızlı değil, en güçlü veya en büyük değil, sadece en akıllı olanlarıyız. Bu nedenden ötürü bilim ve araştırma ile uğraşmak, insanın sahip olduğu özellikleri kullanmasının en iyi yoludur. Günümüzde, sahip olduğumuz en gelişmiş yeteneği, yani düşünmeyi doğru ve faydalı bir şekilde gerçekleştiren, "bilim adamı" olarak tabir ettiğimiz insanların bulguları ile ödüllendirildiği çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bunlardan birisi ve en prestijlisi olan Nobel bilim ödülleri, dün bizi oldukça sevindiren bir haberle birlikte açıklandı.
Bildiğiniz gibi dün Nobel bilim ödüllerinden kimya dalından bir Türk kazanan çıktı. Önceden çoğumuzun adını dahi duymadığı (buna bende dahilim) Aziz Sancar, bütün canlılarda bulunan ve "hayatın kodu" olarak tanımalanan DNA'nın nasıl bozulmadan korunabileceğini buldu. Yani böylece DNA'nın tamir edilebilmesi yolunda da oldukça büyük bir ilerleme kaydedilmiş oldu. DNA'nın tamir edilmesi, hasar almış veya farklılaşmaya başlayan DNA'larda doğru şekilde kullanılabilirse kanser gibi DNA tabanlı hastalıkların hepsinin iyileşmesini sağlayabilir.
Bu önemli çalışmada emeği geçen Aziz Sancar'ın meslektaşı ve arkadaşı olan Dokuz Eylül Üniversitesi Bio Tıp ve Genom Merkezi'nin Prof. Dr. Mehmet Öztürk, Aziz Sancar ile birlikte uzun süre çalışmalarda bulunmuş. Mehmet Öztürk, Aziz Sancar'ın ödül almasıyla alakalı olarak şu sözleri söyledi; "Aslında Aziz'in böyle bir ödül almasını bekliyorduk. Kendisi çok alçakgönüllü olduğu için böyle bir beklentisi olmadığını söylüyordu, ödülü alması onun için sürpriz oldu. Umarım Aziz'in bu ödülü alması, onun gibi olanların ve onun yolundan gidecek olanların sesinin duyulmasını sağlar. Aziz hoca bu ödülü Amerika'da yaptığı çalışmalar sayesinde kazandı. Ülkemizde açılan araştırma merkezleri bizlere temel araştırmalardan elde edilecek bilgileri sağlamaktan yoksundu ve hükümetten gereksinimlerimizi talep ettiğimizde bu reddedildi. Çünkü burada bulunan politikacılar, hükümet yetkilileri, karar alıcılar Aziz hocanın üzerinde çalıştığı onarım gibi 'basit' konuları değil, direkt olarak kanserin tedavisini istiyorlardı (çünkü bu onlara meydanlarda çıkıp 'bizim kurduğumuz merkezle kansere tedavi bulundu' denmesi imkanını sunacaktı). Bu nedenle Aziz hocanın şu an bizim yararımıza yapacağı en güzel iş, meslektaşları ve gelecek nesiller için yetkilileri temel araştırmanın önemi konusunda bilgilendirmek olurdu."
Dr. Mehmet Öztürk'ün de dediğinden anlayabileceğiniz gibi hükümetimiz tarafından yeterli destek gelmemesinden dolayı Aziz Sancar çalışmalarını devam ettirmek amacıyla Amerika'ya gitti. Amerika hükümetinin verdiği destek ile hayatını sürdüren, rahat bir şekilde araştırmasına odaklanan Nobel ödüllü Aziz Sancar için hepimiz "çok gururlandık çünkü o bir Türk" diyoruz, fakat acaba Aziz Sancar çalışma ortamının bile hazırlanmadığı ülkemiz için aynısını söylüyor mudur?
